Suriye’de En Gerçekçi Çözüm Demokratik Konfederal Sistemdir.
Coğrafik yönleri ön planda tutarak süriyede çoğulcu yapıya dayalı federatif bir sistem modeline daha yatkın bir alan gibi görülmektedir. Kavram konusunda netlik olmalıdır.
Coğrafik yönleri ön planda tutarak süriyede çoğulcu yapıya dayalı federatif bir sistem modeline daha yatkın bir alan gibi görülmektedir. Kavram konusunda netlik olmalıdır.
Bu anlamıyla 8 Aralıktan sonra Suriye’de yeni bir dönem başlamıştır. BAAS rejimi sürecinde, devletin demokrasiye duyarlı kılınması ve muhtemel çözüm tartışmalarının gündemi farklıydı. Şimdi bambaşka bir dönemdir, yeni bir sistem arayışı sürecidir. Eski çözüm arayış süreçlerinin gündemleri yerini tüm Suriye’nin yeni siyasal ve toplumsal sistem modelinin kurulması tartışmalarına bırakmıştır. Tartışma, çözüm arayışı, siyasi model arayışları gibi gündemler oluştururken ilkin bu farkı bilerek ve altını çizerek tartışmak gerekmektedir. Çünkü hala rejim ve ulus-devlet iş başındaymış gibi bir ön kabul vardır. Sanki her şey oluştu, çözüldü şimdi de haklarımızı isteyelim beklentisiyle yaklaşmamak gerekir. Ortada bir devlet ve işleyen bir durum yoktur. Çökmüş bir rejim vardır ve tekrardan bir rejim inşa edilecektir. Yeni durum budur. Evet, Suriye’de iktidar İhvancı, cihadist ve selefi denilen unsurların eline altın tepside sunulmuştur. Fakat Suriye’deki gelişmeler tümüyle onların tekelinde olan bir şey değildir. Aksine halkların direnişiyle gelişen devrim süreci çalınmak istenmektedir. Dolayısıyla Suriye’de yeni siyasal ve toplumsal sistem modelin rengini ve özünü verecek olan halklar ve onun kapsamlı mücadelesidir. Şimdi süriyede ilk devrimden bu yana mücadelenin ikinci en önemli aşaması yaşanmaktadır.
Suriye’nin sosyolojik ve siyasal yapısına en uygun siyasal yönetim modeli, federatif birimlere dayalı demokratik konfederal modeldir. Suriye’nin çoklu yapısına en uygun model budur. Bu model en kritik ve kaosun yoğun olduğu dönemlerde Suriye’nin kuzey ve doğusunda uygulanarak bölgenin en istikrarlı alanı olmuştur. Dolayısıyla başarıyla uygulanan ve toplumsal demokrasi bilinci kazanan Kuzey ve doğu Suriye sistemi model ve zihniyeti tüm Suriye siyasal yönetim modeline taşıma sürecidir. Suriye’nin çoklu toplumuna öncülük edecek olan bu zihniyet ve paradigmadır.
Suriye’deki sosyolojik ve demografik yapı hem coğrafik, hem Etnisite ve hem de çoğulcu inanç yapısı nedeniyle dünya deneyimlerini de incelemeyi gerekli kılmaktadır. Dünyada etnik, inanç, ve coğrafya farklılıklarına dayalı kapsayıcı yönetim tecrübeleri oluşturulmuş ve halen yürütülmektedir. Etnik ve coğrafik bütünlük içinde birleştirici, federatif, özerk ve/veya eyalet sistemlerin geliştiği bir çok ülke bulunmaktadır. Burada anlatılmaya çalışan federatif, özerk yönetim modellerinin eyaletler veya yerel yönetimler düzeyinde yürütülebildiği gerçeğidir. Bunlar dikkat çekicidir. Bu deneyim ve tecrübeleri, demokratik konfederal anlayışıyla buluşturup, özgün bir demokratik Suriye konfederalizmi modeli geliştirmek gayet mümkündür. Bu model Ortadoğu’ya öncülük düzeyinde bir sinerji ve sistem örneği olacaktır. Bu modelin kazandırıcılığı bölgesel ve uluslararası topluma iyi anlatılırsa ciddi bir çözüm alternatifi de olabilir. Böylesi bir proje sunmak gerekir. Cihadist, ihvancı ve selefi yönetim anlayışı yerine önerilecek model daha çekici olabilir. Şeriata dayalı yönetim modellerinin pratikleri ve varlık gerekçeleri de bizim bu modeli kabul ettirebilmemiz için uygun bir imkan sunmaktadır.
Kısaca özetlediğimiz bir çok ülkede gelişen deneyimleri yeniden hatırlamak, demokratik konfederal sistemin kazandırıcılığı ve özgün bir model olarak oturtulmasına fayda sağlayacaktır.
Federatif Sistemler (Kanton, Eyalet, Özerklik)
Federatif sistemler, devletin yönetimsel olarak birden fazla birime (federasyonlara, eyaletlere, kantonlara veya bölgeler) bölündüğü ve bu birimlerin belli düzeyde özerkliğe sahip olduğu yönetim biçimleridir. Bu sistemlerde merkezi hükümet ve yerel yönetimler arasında yetki ve sorumluluk paylaşımı vardır. Bu sistemlerdeki yetki ve sorumluluk paylaşımı genellikle anayasayla düzenlenir ve hem merkezi hükümetin hem de alt birimlerin haklarını garanti altına alınır. Federasyonlar, farklı etnik, dilsel, dini veya bölgesel kimliklerin bir arada yaşamasını sağlamak için kullanılır.
1. Coğrafi özerklik, federatif ve eyalet sistemlerine dayalı devlet modelleri.
Bu modellerde federasyon coğrafi bölgelere dayanır ve etnik ya da kültürel yapıdan çok coğrafi birimlerin yönetiminden sorumludur. Yönetim, genellikle eyaletlere veya bölgeler arasında eşit bir dağılıma dayanır. Bu sistemlerde bölgesel yada coğrafi faktörler, federatif birimlerin temelini oluşturur. Burada etnik farklılıklar temel ölçüt olmayabilir.
ABD (Amerika Birleşik Devletleri)
ABD 50 eyaletten oluşur ve bu eyaletlerin her biri coğrafi sınırlara göre düzenlenmiştir. Etnik ya da dilsel temele dayalı bir ayrım yoktur.
Bu eyaletler kendi anayasasına, yasama organına ve yargı sistemine sahiptir.
Federal hükümet ulusal savunma, dış politika ve para politikası gibi alanlarda yetkilidir.
Federal sistem, “coğrafi” bir bölünmenin güçlü bir örneğidir, çünkü eyaletler esas olarak coğrafi sınırlarla belirlenmiştir.
Avustralya.
Avustralya 6 eyalet ve 2 bölgeden oluşan bir federatif yönetim modelidir. Bölümler tamamen coğrafi sınırlara dayanır.
Burada da eyaletler kendi sağlık, eğitim ve altyapı politikalarını belirlerken, savunma ve dış politika konularında federal hükümetin yetkisindedir.
Coğrafya merkezlidir ve etnik çeşitlilik göz önünde bulundurulmaz.
Almanya.
Almanya, 16 eyaletten (Bundesländer) oluşan bir federasyondur. Bu eyaletlerin sınırları coğrafi ve tarihsel olarak belirlenmiştir.
Eğitim, kültür ve iç güvenlik gibi konularda eyaletler yetkilidir.
Federal hükümet daha çok ulusal düzeydeki kararları alır.
Brezilya.
Brezilya da 26 eyalet ve bir federal bölgeden oluşan federatif bir yönetim modelidir. Her eyaletin belirli derecede özerkliği vardır.
2. Etnik farklılıklara dayalı federatif, özerk, eyalet sistemleri.
Bu sistemlerde federal birimlerin sınırları, etnik, dilsel ya da kültürel farklara göre belirlenir. Genellikle çok etnikli toplumları yönetmek için kullanılan sistemlerdir. Amaç farklı grupların kendilerini yönetmelerine olanak sağlamaktır. Dolayısıyla farklı grupların siyasi ve kültürel haklarını koruyarak merkezi otoriteye karşı kendini yönetmek erkine sahip olmalarıdır.
Etiyopya
Etiyopya, etnik temele dayalı bir federasyondur olmakla birlikte anayasa, her federal birimin bağımsızlık ilan etme hakkını da tanımaktadır.
Ülke, dokuz etnik bölgeye ayrılmıştır (örneğin Tigray, Oromia).
Her bölge kendi dili, kültürü ve yönetim yapısını korumaktadır.
Ancak bu model, dış etkiler, nüfus hakimiyeti gibi sebepler nedeniyle etnik gruplar arasındaki çatışmalara yol açmakta ve bu da istikrarsızlık yaratmaktadır.
Belçika.
Belçika federal bir devlet yapısına sahip olup Felemenkçe’nin resmî dil olduğu Flaman Bölgesi, Fransızcanın resmi dil olduğu Valon Bölgesi ve her iki dilin de resmî dil sıfatını taşıdıkları Brüksel Başkent Bölgesi’nden oluşur. Belçika’nın dilsel çeşitliliği ve bununla ilgili politik ve kültürel anlaşmazlığı, Belçika tarihine ve yönetim sistemine yansımıştır.
Aynı yönetim anlayışı, ispanya, Kanada ve indonezya devletlerinde vardır.
3. Etnik ve Coğrafi Karışımlı, eyalet, özerklik ve federatif sistem modelleri.
Bu tür federatif sistemlerde, hem etnik hem de coğrafi faktörler dikkate alınır. Bir çok ülke, hem etnik çeşitliliği hem de coğrafik faktörleri birleştiren federatif, özerklik ve eyalet sistemlerine dayanır. Bu tür ülkeler, farklı etnik, inanç gruplarının ve coğrafi bölgelerin kendi yönetimine sahip olmalarını sağlar.
İsviçre.
Isviçre, Federal otoritelerin merkezi Bern ile birlikte 26 kantondan oluşan bir federal cumhuriyettir. Dil ve kültür açısından dört ana bölgeye ayrılabilir: Almanca, Fransızca, İtalyanca konuşulan bölgeler ile Romanşça konuşulan vadiler. Her bölge kendi dilini, kültürünü ve siyasi yapısını yönetir. Her kantonda ayrıca farklı dil, kültür ve inanç grupları bulunur. Tarihsel anlamda bunlar iç içe geçmiş durumdadır. Her kanton bunlara yasal güvence, temsil ve katılım hakkı tanımıştır.
Çin.
Çin, etnik çeşitlilik ve coğrafi özerklik modellerine bazı özerk bölgelerle birleştirir. 22 eyalet, 5 özerk bölge, 4 doğrudan yönetilen şehir ve Hong Kong ile Makao özel idari bölgesine egemendir. Tibet ve sincan (doğu türkistan) gibi bölgelerde etnik grupların (tibetliler, uygurlar) kendilerini tanımlama haklarıyla birlikte, çin merkezli hükümeti tarafından evrilen özerklik hakları vardır. Fakat genel olarak Çin üniter egemen bir devlet şeklinde adlandırılmaktadır.
Hindistan.
Hindistan, 28 tane eyalet ve birlik bölgesinden oluşan ve parlamenter demokrasi ile yönetilen bir cumhuriyettir. Bazı eyaletler etnik yada dilsel temele, bazıları ise coğrafi temele dayalıdır.
Eyaletlerin bir kısmı dilsel olarak oluşturulmuştur (örneğin Tamil Nadu, Punjab), diğerleri ise coğrafi temellere dayanır. Federal hükümet güçlüdür ve yerel yönetimlerin bağımsızlık alanı sınırlıdır.
Kanada
Kanada, 10 eyalet ve 3 bölgeden oluşur. Quebec eyaleti, etnik ve dilsel bir temele dayalı özerklik örneğidir.
Quebec, Fransızca konuşan nüfusuyla Kanada’nın diğer bölgelerinden ayrılır. Eyalet, dil ve kültür açısından güçlü bir özerkliğe sahiptir. Diğer eyaletler ise daha çok coğrafi ve tarihsel olarak şekillenmiştir.
Rusya
Rusya, 89 federal bölgeye ayrılmıştır. Bunların arasında etnik özerk cumhuriyetler (örneğin Tataristan, Çeçenya) ve coğrafi temele dayalı kraylar (bölgeler) vardır.
Etnik özerklik tanınır, ancak Moskova’nın merkezi otoritesi oldukça güçlüdür. Coğrafi temele dayalı bölgeler genellikle etnik özerk bölgelerle birlikte var olur.
Birleşik Arap Emirlikleri federatif sistemi:
BAE 1971 yılında 7 emirliğin bir araya gelmesiyle kurulmuş bir federasyondur. (Ebu dabi, Dubai, Şerika, Fucere, Resul hayme, Acman, Umül, Kayweyn) bu 7 emirlik herbiri kendi emirine sahip olan yarı bağımsız siyasi birimlerdir. Her emirliğin geniş bir özerkliği vardır. Ancak federal hükümetin genel çerçevesi içinde faaliyet gösterirler. Kurulan federasyonlar coğrafik özelliklerin önde olduğu etnisitelerdir.
Merkezi yönetim. Merkezi hükümet federasyonun dış ilişkiler, savunma, uluslararası ticaret ve genel ekonomi politikalarını yönetir. Fedarel hükümetin başında bir başkan, yardımcı olarak başbakan bulunur. Yasama organı olan federal ulusal konsey emirlik temsilcilerinde oluşur.
Yerel yönetim. Her emirlik kendi içerisinde bağımsızdır. Kendi polis gücü, eğitim sistemi ve ekonomik politikaları vardır.
Kaynakların paylaşımı. Ebu Dabi ve Dubai federasyonun finansal ve ekonomik yükünün büyük bir kısmını taşır. Diğer emirlikler, merkezi hükümetten aldıkları destekle varlıklarını sürdürürür.
Federasyon, merkezi bir anayasal düzen içinde gevşek bir şekilde bir arada tutan yarı bağımsız emiriliklerden oluşur.
Dubai.
Dubai, geleneksel bir monarşi ile yönetilir. Bu yönetim sistemi, şeyhlik geleneğiyle modern yönetim uygulamalarını bir araya getirir. Dubai’nin mevcut emiri aynı zamanda BAE’nin başbakanı ve başkan yardımcısıdır. Dubai icra konseyi, emirliğin ana yönetim anlayışıyla, emirlikteki kurumlara arasında bir denge kurar. Dubai’nin yasama ve hukuk sitemi, hem islam hukuku (şeriat) hem de batı hukukundan etkilenmiştir. Bunun için sivil ve şeriat mahkemeleri vardır. Dubai, BAE Federasyonu içinde ekonomik, hukuki ve yönetimsel özerkliğiyle dikkate çeken bir emirliktir.
Irakın yönetim yapısı.
Federal yapı, coğrafik bölgeler üzerinden inşa edilmiştir, ancak bu bölgeler aynı zamanda etnik ve mezhepsel nüfus yoğunluklarını yansıtır. Kürtler, kuzeyde yoğun yaşadığı bölgeler, kürdistan bölgesel yönetimi çatısı altında geniş bir özerkliğe sahiptir. Bu bölgede kürtler kendi hükümetini, parlementosunu ve güvenlik güçlerini kontrol eder.
Şiiler ve sunniler, merkezi hükümet ise büyük ölçüde şii araplar tarafından domine edilmektedir. Sunni bölgeler, merkezi hükümetle daha sınırlı bir entegrasyona sahiptir ve zaman, zaman ayrılık talepleri dile getirmektedir.
Yerel özerklik.
Irak’ın federal yapısı, bölgelerin iç işlerinde büyük ölçüde bağımsız hareket etmesine olanak tanır. Güney kürdistan buna örnektir. Diğer bölgelerde ise yerel yönetimler daha sınırlı özerklik haklarını sahiptirler. Dış politika ve savunma gibi alanlar merkezi hükümetin kontrolündedir. Ancak güney kürdistan bölgesi, çoğu kez bağımsız diplomatik girişimlerde bulunur.
Güney kürdistan özerkliği, kendi hükümetine, parlementosuna ve silahlı güçlerine sahiptir. Eğitim, sağlık, kültür, ekonomi, alt yapı projeleri gibi konularda merkezi hükümetin müdehalesi olmaksızın karar alabilir. Irak’ın merkezi hükümeti, özelikle şii ağırlıklı bölgelerde daha büyük kontrol sahibidir. Bu bölgelerdeki yerel yönetimler güney kürdistan gibi bağımsız değildir merkezi hükümetin kararlarına tabidir. Sunni ve şii ağırlıklı bölgeler güney kürdistan gibi resmi bir özerk statüye sahip değildir. Bu bölgelerde yönetim, daha çok merkezi hükümetin tayin ettiği valiler ve yerel meclisler aracılığıyla sağlanır.
Bu fark büyük ölçüde kürtlerin tarihsel ve siyasal mücadelesinden kaynaklanmaktadır. Kürtler, 1991’deki körfez savaşından sonar fiili özerklik elde etmiş ve bu durum 2003 tam 12 yıl kendi kendini yönetmiştir. Saddamın yıkılmasıyla birlikte anayasal bir statüye kavuşmuştur. Güney kürtleri toplumsal ve sistemsel dışlanmışlık ve ekonomik geri bırakılmışlık yanında, verdikleri mücadele sayesinden federal sistemi asıl örneğin olarak Kabul görmüştür.
Federatif Sistemlerin Avantajları.
1. Çeşitliliği Yönetme: Federatif sistemler, etnik, dilsel ve kültürel farklılıkların yönetilmesine olanak tanır. Kültürel barış, bir birine saygı, adil paylaşım, eşit imkan ve kendini yönetme iradesiyle ülkeler daha demokratik katılımcı vizyon sahibi olurlar.
2. Yerel Yönetim Gücü: Bölgesel yönetimler, yerel ihtiyaçlara daha hızlı yanıt verebilir. Bölgesel kalkınma ve ülkeye üretim olarak bunun yansıması, gelir dağılımında eşitliği ve halklar arası barış, uzlaşma kültürü geliştirirerek Tahakümcü yaklaşımları sınırlandırır. Ayrıca birey ve grupların demokratik rakabet ortamının gelişmesine hem zemin hazırlarlar hem de bireylerin kültürel ve yeteneklerinin gelişimine ortam sağlarlar.
3. İstikrar: Çeşitliliği barındıran toplumlarda demokratik bilinç ve bir arada yaşamayı kolaylaştırabilir. Yönetim ve katılım vizyonu sadece seçimleri öncelik kılmamaktadır. Bu tip yönetimlerin olduğu ülkeler, toplumun denetim gücü, eşit haklar, yurtaş hakları ve güvenliği, etik ve şefaflık oranlarıyla örnek ülkelerdir.
4. İnanç, kültür, azınlıklar, eğitim ve diller anayasal güvence altına alınarak, gelişmişlik örnekleri olur ve kendilerini ifade, ibadet ve örgütlenme hakları nedeniyle yönetime katılım oranları güçlenir.
Suriye’de Yeni Bir Siyasal model olan demokratik konfederalizm.
61 yıllık baas rejiminin tekçi, merkezçi ve milliyetçi yönetim anlayışı nedeniyle baskıcı ve otoriter bir rejim sürmüştür. İç savaş bu baskıcı politikadan dolayı gelişmiştir. Suriye’de iç savaşın yarattığı yıkım, merkeziyetçi BAAS rejiminin tarihsel çöküşü ve etnik-dini gruplar arasında derinleşen kutuplaşma, ülkenin siyasal yapısında köklü bir dönüşümü zorunlu hale getirmiştir. Mevcut ulus-devlet yapısının merkezi ve tekçi anlayışının sosyolojik, kültürel ve coğrafi gerçeklerle uyuşmadığı açıktır. Bu bağlamda, Suriye’nin çoğulcu yapısını ve halkların tarihsel haklarını tanıyan federatif/kanton sistemi, yeni bir yönetim modeli olarak tartışılmalıdır. Özellikle demokratik konfederalizm, toplum merkezli, çoğulcu ve yerel yönetimlere dayalı bir çözüm önerisi olarak dikkat çekmektedir.
Suriye gibi çok etnikli ve inançlı toplumlarda merkeziyetçi devlet modelleri, tarihsel olarak toplumsal Çeşitliliği bastırma, farklılıkları yok sayma ve toplumu iradesizleştirme üzerinde kurulu olmuştur. Böylesi devlet yapıları, sürekli iç çatışma, asimilasyon ve isyan merkezleri olmuş, barış, istikrar ve güvenlik sorunları bitmek bilmeyen sorunların kaynağı haline gelmiştir. Dolayısıyla bu tür merkeziyetçi devlet yapılanmaları genellikle toplumu kontrol altına tutmak için kültürel ve etnik zenginlikleri tehdit olarak görmüştür.
Merkeziyetçi ve tekçi sistemler, toplumu genellikle homojen bir yapı içinde, tek bir egemen merkeze bağımlı kılma çabasında olurlar. Bu yaklaşım, toplumların özgür iradelerini ve çoklu kimliklerini reddederek, onları tek bir ideoloji veya kültür etrafında birleştirmeye çalışır. Asimilasyon ve zor bunun başat yöntemlerindendir. Ancak demokratik konfederalizm, merkezi otoriteyi reddetmemekle birlikte, toplumların kendi kimliklerini, inançlarını ve kültürlerini yaşama özgürlüğünü savunur. Bu modelde, merkeziyetçilik yerine, yerel yönetimler arasındaki esnek bir koordinasyon ve ulusal konfederal yönetim-meclise yansıyan eşit katılım ve temsil hakkı tarzında örgütlenir.
Bu esneklik, toplulukların kendi kendilerini yönetme hakkını ihlal etmeden, genel bir çerçevede ortak kararlar almayı mümkün kılar. Demokratik konfederalizm, sadece bir bölgenin değil, tüm bir ülkenin toplumsal ve kültürel çeşitliliğini kabul eder. Bu da, farklı etnik grupların, inançların ve kültürlerin, kendilerini ifade edebileceği bir yapının temellerini atar.
Demokrasi, yalnızca seçimle değil, her grubun kendi yerel ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılamak için yönetim biçimlerini şekillendirme haklarıyla daha anlamlı hale gelir. Her bölge, kendi iç işleyişini, iç güvenlik, eğitim, sağlık, ekonomi gibi alanlarda belirleyebilir. Aynı zamanda, genel Suriye için ortak bir meclis veya koordinasyon organı kurulur. Bu organ, farklı bölgesel yönetimlerin ortak ihtiyaçlarını tartışacak, ancak her bölge, kendi özerkliğini koruyarak, bu ortak paydada kararlarını alacaktır.
Suriye, etnik ve dini açıdan son derece çeşitlidir. Bu çeşitliliği barındıran bir demokratik konfederal modelde, her grup kendi kimliğini özgürce ifade edebilir. Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler, Aleviler ve Dürziler vb gibi topluluklar, kendi yerel yönetimlerini kurarken, aynı zamanda Suriye’nin genel işleyişinde ortak bir söz hakkına sahip olurlar. Bu tür bir modelde, hiçbir grup diğerinin üzerinde egemenlik kuramaz, ancak farklı gruplar arasında karşılıklı anlayış, dayanışma ve işbirliği esastır.
Suriye’nin geleceği için önerilen demokratik konfederal model, sadece coğrafi veya etnik farklılıkları değil, aynı zamanda tüm toplulukların kültürel ve dini çeşitliliğini de kabul eder. Bu model, topluluklar arasında daha fazla eşitlik, daha fazla özgürlük ve daha fazla ortaklaşa yönetim sağlamak için önemli bir fırsattır.
Demokratik konfederalizm, merkeziyetçi sistemlerin tahakümünden kaçınarak, her bir bölgeye kendi özerkliğini tanırken, tüm Suriye’nin bir arada var olabileceği esnek bir koordinasyon alanı yaratır. Bu modelde, tüm topluluklar, kendi kimliklerini ifade etme özgürlüğüne sahip olurken, aynı zamanda ortak bir Suriye için de birlikte hareket etme fırsatına sahip olurlar. Sonuçta, Suriye genelinde demokratik konfederal bir sistem, halkların kendilerini ifade edebileceği, eşitlikçi ve özgür bir yapıyı oluşturur.
Demokratik konfederal bir rejimin temel özellikleri şunlar olabilir.
Ortak Çatı Meclisi. Farklı kanton vb temsil eden bir çatı meclisi, dış politika, savunma ve ticaret gibi konularda koordinasyonu sağlar.
Yerel Yönetimlerin Güçlendirilmesi. Kanton vb iç işlerinde tam bağımsızdır ve kendi bölgesel politikalarını belirler.
Kadın Özgürlüğü ve Ekolojik Denge. Kadınların toplumdaki rolü güçlendirilir, kendi özgün örgütlenme ve demokratik sistemlerini geliştirirerek ekolojik sorunlara duyarlı politikalar geliştirilir.
Demokrasinin temeli. Demokratik konfederalizm, halkın doğrudan katılımına dayanan bir sistemdir. Radikal demokrasi, kadın özgürlüğü ve ekolojik sürdürülebilirlik bu modelin temel taşlarıdır.
Merkezi Otoritenin Zayıflaması, Merkeziyetçi bir devlet yerine, yerel yönetimlerin öne çıktığı bir yapı inşa edilir.
Demokratik Konfederal Koordinasyon Sistemi.
Merkeziyetçi Yönetim Yerine, Esnek Koordinasyon.
Demokratik konfederalizm, merkezi otoriteyi reddetmez ancak onu sınırlayarak, farklı toplulukların özgün ihtiyaçlarına göre esnek bir koordinasyon modeli önerir. Bunun için, etnik, inanç ve coğrafik temelli federatif sistem örgütlenmesine gider.
Halkların Kongresi ve Temsilciler Meclisi. Halkların kongresi, etnik, inanç ve kültürel çeşitliliğin ulusal düzeyde temsil edildiği bir meclis olarak işler.
Temsilciler meclisi ise, kantonların ve bölgelerin yerel yönetimlerini ulusal düzeyde koordine eder. Veya şu anda demokratik özerklik sisteminde örgütlenen sistem modeli geliştirilir.
Tüm özerk kanton ve bölgelerin temsilcilerinin bir araya geldiği bir ulusal koordinasyon organını oluşturulur. Bu yapı, dış politika, güvenlik ve ekonomi gibi ulusal düzeyde ortak politikaları belirler.
Yerel Yönetimlerin Yetkileri. (kanton, eyalet, özerk yapı, federatif sistemler) İç güvenlik, Eğitim, sağlık, tarım, enerji gibi konular tamamen yerel yönetimlerin sorumluluğunda olur.
Ulusal ordu olmakla birlikte, ordunun örgütlenme biçiminde yeni bir örgütlenmeye gidilir. Çünkü kültür, Etnisite ve inançların anayasal güvence altına alınması yanında, tam demokrasi sistemine geçebilmesi için öz savunma gücü olmalıdır. Fakat bu demokratik ulusun ordu komutası, yerel komutanların bileşiminden oluşmalıdır. Bundan geri adım atılamaz.
Suriye’de Demokratik Konfederal Modelin Formülasyonu. (Coğrafi, Etnik, İnanç ve Kültürel Çeşitlilik.)
Suriye’nin çok kültürlü yapısını ve mevcut gerçekliklerini göz önünde bulundurarak, demokratik konfederal bir sistem, coğrafi özeliğin önde olmasına yol açacak bir şekilde etnik, inanç ve kültürel zenginliklere dayalı bir formülasyonla inşa edilebilir. Bu model, merkezi otoritenin yerine, esnek bir koordinasyon sistemiyle toplumsal çeşitliliği korumayı ve yerel yönetimlerin özerkliğini güçlendirmeyi hedefler.
1. Coğrafi Temelli Yönetim Birimleri. (kanton, federatif yapı, eyalet, özerklik)
Suriye’nin farklı bölgeleri, coğrafi özelliklerine ve demografik yapısını, farklı kültür ve inanç yapılarına göre (özerk, federatif, kanton, eyalet) yönetim birimlerine ayrılabilir. Her bölge, kendi tarihsel, kültürel ve demografik özelliklerine göre federasyon veya özerk bölge olarak yapılandırılmalıdır.
Doğu Suriye. Fırat’ın doğusundaki geniş coğrafyada, Rakka, Tabka, Kobane, gre sipi, Serêkaniyê, Haseke, Kamışlo, derik gibi yerleşim yerleri özerk kanton veya diğer yönetim biçimleri olarak organize edilir. Fırat Demokratik Konfederasyonu” veya “Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Federasyonu” olarak kapsayıcı bir tanım olabilir.
Lazkiye ve Tartus. Alevi topluluğunun yoğun olduğu bu bölgeler, kendi kültürel ve inanç temelli yönetim biçimlerini kurar.
Cebel-i Dürzi. Dürzilerin yoğun olduğu bölgede, topluluklarının geleneksel yapısına dayalı bir özerklik modeli veya diğerleri uygulanır.
Arap sunni halkı bu kapsama alınacak ise, en yoğun bölge, hama, humus ve şamçevresidir.
a. Süriye için coğrafi temele dayalı federatif sistemin temelleri.
Bu model, süriyenin farklı bölgeleri, coğrafi özelliklere ve tarihsel-kültürel bağlara göre federatif yapılara dayanmaktadır. Her federatif bölge, içinde yaşayan etnik ve inanç toplulukların temsiline olanak tanıyacak şekilde örgütlenirken aynı zamanda ulusal düzeyde birliği koruyacak bir çerçeve sunar. Her federatif bölge kendi coğrafi özellikleriyle şekilenirken, enerji, su, tahıl ve diğer doğal kaynaklar üzerinde de yönetim hakkını sahip olacaktır. Bu kaynakların adil kullanımı, yerel kalkınmayı desteklerken ulusal düzeyde bir dayanışma mekanizmasıyla yönetilecektir.
Alevi Federasyonu. (lazkiye ve tartus)
Bu federatif yapı, alevilerin yoğunlukta olduğu lazkiye ve tartus bölgelerini kapsayacaktır. Ancak bölgedeki sunni, hristiyan ve diğer topluluklar da kendi iç örgütlenmesini meclis tarzında geliştirirken federatif meclis içinde de belirlenen kotalar şeklinide temsil hakkını sahipm olacaktır. Alevi Federasyonu, özellikle inanç ve kültürel özgürlüklerin korunması ile diğer toplulukların eşit temsiliyetini sağlamayı hedefleyecektir. Kaynak açısından bu bölge, akdeniz kıyılarına erişimiyle stratejik bir öneme sahiptir. Tartus limanı, uluslararası ticaret için bir merkezi işlevi görürken, bölgedeki tarım arazileri ve balıkçılık, ekonominin diğer temel taşıdır. Alaevi Federasyonu bu kaynakları kullanarak hem yerel halkın ihtiyaçlarını karşılayacak hem de ulusal ekonomik katkı sağlayacaktır.
Doğu fırat Federasyonu. (kuzeydoğu süriye)
Kürtler, araplar, suryaniler, ermeniler gibi farklı halkların bir arada yaşadığı bu bölge, demokratik konfederalizm ilkesine dayalı bir federasyon olacaktır. Kürt nüfusunun ağırlıkta olduğu alanlar, özerk, yerel yönetimlere sahip olacak, arap, suryani ve diğer topluluklar da kendi yerel yönetim organlarını oluşturabilecektir. Bölgede ortak meclisler, bütün kesimlerin eşit katılımı garanti altına alacaktır. Kaynak bakımından, petrol, doğal gaz rezevleri ve tarım açısından süriyenin en zengin bölgelerinden biridir. Aynı zamanda fırat nehri, bölgeye tarım, su yönetimi ve enerji üretimi açısından büyük bir avantajı sunmaktadır. Bölgedeki enerji kaynakları, yerel kalkınmayı destemekle kalmayacak, federasyonlar arasında paylaşılarak ulusal bir ekonomik yapı inşa edilecektir.
Durziler Federasyonu. (güney süriye, süveyda)
Durzilerin yoğun olarak yaşadığı süveyda ve çevresi, bu federasyonun merkezi olacaktır. Durzi topluluğu, kendi inanç ve kültürlerini özgürce yaşatırken, bölgede yaşayan diğer gruplar da temsil hakkını sahip olacak ve yerel örgütlenme imkanına kavuşacaktır. Süveyda da tarım arazileri ve meyve bahçeleriyle öne çıkan bir bölgedir. Aynı zaman da güneş enerjisi potansiyeli oldukça yüksektir. Durzi Federasyonu, yerel halkın ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak için tarım ve yenilebilir enerji kaynaklarını kullanırken, bölgedeki su kaynaklarının sürdürebilir yönetimi için ulusal iş birliği mekanizmasına katılacaktır.
Şam ve çevresi Federasyonu.
Şam hem coğrafik hem de kültürel olarak süriyenin kalbinde yar almaktadır. Şam ve çevresinde yoğunlaşan sunni arap nüfus, bu federasyonun merkezini oluşturacak, ancak buradaki farklı inanç ve etnik grupların temsil hakkı da sağlanacaktır. Başkent olması dolayısıyla, şam’ın federasyonlar arası koordinasyonda Önemli bir rolü olacaktır. Bölge ticaret, sanayi ve hizmet sektörleriyle süriyenin ekonomik kalbi niteliğindedir. Şam Federasyonu (esnek koordinasyon) ulusal düzeyde koordinasyon ve ekonomik merkezi olma rolünün üstlenirken, aynı zamanda su kaynakların (barada nehri) sürdürebilir yönetimini sağlayacaktır.
Yerel yönetim ve ortak meclisler.
Her federatif bölge, kendi coğrafyasına özgü bir yerel yönetim sistemi gelişecektir. Bu yönetim sistemleri, o bölgede farklı halkların ve inanç gruplarının ortak temsiline dayalı olacak şekilde bölge meclisi yapılandırılacaktır.
Ortak meclisler.
Federasyon içindeki tüm toplulukların eşit şekilde temsil edileceği meclisler oluşturulacaktır. Bu meclislerde alınan kararlar, geniş katılım ve uzlaşıyla belirlenecektir.
Yerel özerklikler.
Her topluluk, kendi dil, kültür ve inançlarını yaşatacak bağımsız yapılır kurma hakkını sahip olacaktır. Ayrıca her alan Etnisite, inanç ve kültür nüfusuna göre kendi yerel meclisini oluşturacak ama alanın yerel meclisleri içinde inanç ve kültürlerinide eşit düzeyde katılımı sağlanacaktır.
Federasyonların ulusal düzeyde koordinasyonu.
Tüm federasyonlar, süriye genelini ilgilendiren konularda işbirliği yapmak ve ortak kararlar almak üzere bir ulusal konfederal meclisi oluşturmalıdır. Bu meclisin temel görevleri, dış politika, savunma ve enerji gibi stratejik konularda koordinasyon sağlamak. Federasyonlar arasında çıkabilecek sorunları çözmek ve ülkenin genel birliğini korumak olacaktır.
Enerji ve ekonomik kaynakların yönetimi.
Her federasyon, kendi bölgesindeki doğal kaynakları öncelikle yerel halkın ihtiyaçalrını karşılamak üzere kullanacaktır. Ancak bu kaynaklar, ulusal düzeyde bir meclis mekanizmasıyla diğer federasyonlarla da paylaşılacaktır.
Ortak enerji havuzu. Bütün kaynaklar federasyonlar arası eşit bir şekilde dağıtılacaktır. Bu dağıtım, ulusal federasyon meclisi tarafından şeffaf bir şekilde denetlenecektir. Rejim döneminde eşit paylaşılmıyan ve geri kalan bölgeler pozitif yaklaşılacaktır.
Gelir paylaşımı. Federasyonların ticaret, enerji ve tarım gelirlerinden elde ettiği kazanç, ulusal düzeyde ortak kalkınma projesine aktarılacaktır.
Yerel kalkınma fonları. Her federasyon, ekonomik kaynaklarını yerel alt yapıyı güçlendirmek, eğitim ve sağlık hizmetlerini geliştirmek için kullanılacaktır.
Ulusal federasyon meclisi ve kaynak koordinasyonu.
Enerji ve ekonomik kaynakların sürdürülebilir yönetimi, ulusal federasyon meclisi ratafından koordine adilecektir. Bu meclis, federasyonların temsilcilerinden oluşacak ve aşağıdaki görevleri üstlenecektir.
– Enerji kaynaklarının federasyonlar arasında adil dağıtımı.
– Ortak alt yapı projelerinin planlanması ve finansmanı.
– Ticaret ve uluslararası ilişkilerde koordinasyon.
b. Etnik Çeşitliliklerin yönetim birimlerine dahil biçimleri. (Kimliklerin Korunması)
Demokratik konfederalizm, Suriye’deki tüm etnik toplulukların kimliklerini özgürce ifade edebileceği bir sistem inşa eder. Yerel düzeyde ise, federatif, kanton vb yapılarında, kendini eşit ve özgürce ifade edebilecek meclislerde temsil edebildiği kadar, kendi öz meclislerini kurar.
Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler ve Çeçenler kendi bölgelerinde yerel yönetimlerini kurar.
Her etnik grup, dil, kültür, tarihini yaşatma, geliştirme ve örgütlenme hakkına sahip olur.
Etnik gruplar arasındaki ilişkiler, eşit temsiliyete dayalı olarak yerelde federatif yapı veya özerk meclislerde kendini ifade ederken, halklar kongresi veya ortak meclislerde nüfus veya eşit kotalar şeklinide temsil edilir. Bu yapılar, topluluklar arası sorunları çözmek ve ortak politikaları belirlemek için işler.
c. İnanç Temelli Çoğulcu yapıların yönetim birimlerine katılımı ve güvenceye alınması
İnanç Gruplarının Özgürlüğü. Anayasada seküler ve laik ilkesi temel alınır.
Aleviler, Sünniler, Dürziler, Hristiyanlar, Ezidiler ve diğer inanç grupları, kendi dini pratiklerini özgürce sürdürebilecekleri özerk yapılar oluşturur.
İnanç temelli eğitim ve sosyal kurumlar geliştirilir.
Her topluluğun dini inançları, anayasal güvence altına alınır.
Inanç yapıları kendi meclislerini örgütler ve yerelden genele meclislere eşit temsil hakkı bulunur.
Dinler arası ilişkileri güçlendirmek için ulusal düzeyde bir “İnançlar Meclisi” oluşturulabilir. Bu meclis, farklı inanç gruplarını bir araya getirerek diyaloğu ve dayanışmayı teşvik eder.
d. Kültürel Zenginliklerin Korunması ve geliştirilmesi, bu zenginliğin yönetim birimlerine katılımı.
Kültürler kendi meclislerini geliştirir ve yerelden genele kadar meclislere eşit düzeyde temsil edilir. Yerel Kültürel Haklar anayasal güvenceye alınır.
Her bölge, kendi kültürel mirasını yaşatmak ve geliştirmek için özerk kültür kurumları kurar.
Süryanilerin tarihi mirası, dilleri ve dini pratikleri koruma altına alınır.
Kürtlerin dil, edebi, sanatsal ve folklorik değerleri özgürce yaşatılır.
Arap kültürünün farklı alt kimlikleri de tanınır ve korunur.
Türkmenler kendi kültür ve tarihsel mirasları korur, geliştirir ve tanıtır.
Çerkezler, kendi dil, kültür ve sanatsal değerlerini geliştirir ve tanıtır.
Kültürel zenginlikleri ulusal düzeyde tanıtmak ve yaygınlaştırmak için bir “Kültürler Konfederasyonu” oluşturulabilir. Bu yapı, festivaller, eğitim programları, sanatsal, foklorik ve kültürel değişim projeleri organize ederek, kültürler arası barış ve uzlaşma anlayışı gelişir.
e. Yerel hukuk ve mahkemeler.
Yerel mahkemeler, her federatif yapının kendi iç işleyişe ve toplumsal ihtiyaçlara doğrultusunda faaliyet gösterir. Bu mahkemeler, o bölgedeki kültürel, etnik ve dini özgünlükleri göz önünde bulundurarak adalet sağlar. Ancak ulusal anlamda klasik yargı mekanizmaları dışında denetim ve uyuşmazlık çözüm mekanizmaları kurulur.
Ulusal yüksek mahkeme. (denetim ve yorumlama)
Ulusal düzeyde bir yüksek mahkeme, federasyonlar arasında çıkan ciddi hukuki uyuşmazlıkları çözebilir. Ayrıca, federasyonların yerel mahkemelerinde alınan kararların, federal anayasaya ve evrensel hukukun temel ilkelerine uygunluğunu denetleyebilir. Bu çok kimlikli bir toplumda tüm grupların eşit hakları sahip olmasını sağlamak için kritik bir mekanizma olacak.
Ulusal uyuşmazlık çözümü ve arabulucuk.
Yerel mahkemeler çoğunlukla bölgesel düzeydeki sorunları çözerken, federasyonlar arasında çıkan hukuki çatışmalar veya topluluklar arası daha büyük uyuşmazlıklar için bir ulusal uyuşmazlık çözüm mekanizması olmalıdır. Bu topluluklar arasındaki sorunları arabulucuk ya da yargılama yoluyla çözebilecek bir sistem olmalıdır. Bu mekanizma, yerel mahkemelerin kararlarına müdehale etmeden, sadece ulusal çapta çözülmesi gereken daha büyük uyuşmazlıklara odaklanır.
Temel hakları ve evrensel ilkeler üzerinden denetim.
Ulusal düzeyde bir denetim, yerel mahkemelerin insan hakları ve evrensel değerlerlerle ne derecede uyumlu hareket ettiğini control etmek için önemlidir. Her federatif bölge kendi kültürel değerlerine uygun bir hukuk sistemi oluşturabilir, ancak bu sistemin temel insan hakları, eşitlik ve özgürlük gibi evrensel ilkelere aykırı olmaması gerekir. Ulusal denetim mekanizması, bu tür aykırıkları tespit edebilir ve çözüm önerileri sunabilir.
Sulh komiteleri, toplumsal uzlaşı.
Sulh komiteleri, toplum arasında barış ve uzlaşı kültürünü sağlamak amacıyla oluşturulmuş toplumsal yapılar olabilir. Özellikle çok kimlikli ve kültürlü bir yapıda, bu komiteler toplulukların kendi değerlerine ve geleneklerine dayalı olarak çözüm üretmeye yönelik çalışırlar. Genellikle yaşlılar ve kadınlardan oluşurlar. Kadınların bu çalışmada rolü frklılığı, özgürlüğü ve eşitliği temin eder. Kadınların yer alması adaletin daha kapsayıcı ve duyarlı olmasını sağlar. Sulh komiteleri yerel mahkemelrle birlikte çalışır. Bu komüteler hukuki kararlar paralelinde toplumsal barışı güçlendirecektir.
Doğu Suriye Modeli: Fırat Demokratik Konfederasyonu ya da Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Federasyonu
Bu örnek model tüm bölgeler için ilham kaynağı olabilir. Bu isim, hem coğrafi bir vurgu yapar (Fırat’ın doğusu), hem de bu bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler ve diğer toplulukların eşitliğini temsil eder. Konfederasyon, farklı bölgelerin birliğini ve dayanışmasını ifade eder.
Fırat’ın doğusundaki bölgeler, özerk federatif birimler olarak yapılandırılır. Her federatif birim, kendi yerel meselelerinde özerk iken, ortak meselelerde birlikte hareket eder.
Doğu Suriye, özellikle Fırat Nehri’nin doğusunda yer alan bölgeler, son yıllarda kendi kendini yönetme kapasitesini geliştirmiştir. 13 yıl boyunca, hem coğrafi hem de etnik olarak kendi kendini yönetmiş ve bu süreçte bölgenin en istikrarlı alanı haline gelmiştir. Bu model, demokratik konfederalizm için önemli bir örnek teşkil etmektedir çünkü burada hem etnik, inanç hem de coğrafi çeşitlilik ön plandadır. Fakat bu yeni süreçte sistemde yeniliğe gitmek gerekmektedir. Araplar kendini yönetir, nüfusa göre etnik ve inaçlara eşit temsiliyet hakkı tanır. Aynı şey kürtler, suryani ve ermeniler için de geçerlidir.
Bölge, Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler gibi farklı etnik ve dini toplulukları barındırır. Bu coğrafya, demokratik konfederal model için mükemmel bir alan sunmaktadır çünkü burada hem etnik hem de coğrafi çeşitlilik önemli bir yer tutmaktadır.
Doğu Suriye, BAAS rejiminin etnik ve demografik yapıyı bilinçli şekilde değiştirmeye çalıştığı bir coğrafyadır. Artık bozulan demografik yapı değiştirilemez çünkü kaynaşmış toplumsal yapılar olarak iç içe geçme vardır. Bu bölge, etnik ve kültürel kimliklerin yoğun bir biçimde yaşadığı, aynı zamanda geniş coğrafi alanları kapsayan bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, Doğu Suriye’nin demokratik konfederal modelle yapılandırılması, yalnızca kültürel ve etnik kimliklerin yaşatılmasında değil, aynı zamanda coğrafi bir birlik oluşturulmasında da önemlidir.
Fırat’ın doğusunda yer alan Rakka, Tabka, Tel Abyad (Girê Spî), Kobani, Serêkaniyê, Haseke ve Kamışlo gibi yerleşim yerlerini kapsayan geniş bir bölgedir. Bu bölge, tarih boyunca etnik, dini ve kültürel çeşitliliğin bir arada yaşandığı bir coğrafya olarak dikkat çekmektedir. Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler ve Çeçenler gibi farklı topluluklar, bu bölgede hem birlikte yaşamış hem de kendi kimliklerini korumuşlardır.
Sonuç olarak, Ele aldığımız çalışma süriyenin coğrafik özeliklerine göre formüle edilmiştir. Fakat çok kültürlü, etnisiteli ve inançlı coğrafik faktörleri birleştiren federatif bir modeldir. Birleştirici, geliştirici, uyumlu ve uzlaştırıcı ana faktör coğrafyadır. Kültürel ve yerel özerklikler bu tanım üzerinden birleştici olabilir. Doğu fırat yaklaşık 13 yıldır kendi kendini yönetmiştir.
Afrin Modeli. Ayrı bir federatif yapı yada Doğu Suriye’ye Entegrasyonu.
Her şeyden önce Türk devleti ve çetelerinin kültürel ve demografik yapıyı değiştirme çabaları durdurulup eski haline gelmeli ve dışardan gelenler çıkarılmalıdır.
Afrin, Fırat’ın batısında yer alır ve Kürtler başta olmak üzere çok sayıda etnik ve dini grubun yaşadığı bir alandır. Buradaki en önemli mesele, Afrin’in bağımsız bir kanton olarak mı devam etmesi gerektiği, yoksa Doğu Suriye’nin demokratik konfederal modeline dahil edilerek bir bütün haline mi gelmesi gerektiğidir.
Afrin’in geleceği, hem bölgesel hem de ulusal düzeyde önemli bir rol oynayacaktır. Afrin federatif bir yapı veya kendine ait kültürel ve coğrafi özellikleriyle ayrı bir kanton olabilir. Bu model, Afrin’in mevcut yapısını bozmadan, kendi iç işleyişine odaklanmasına olanak tanır. Ancak, bu durumda Afrin ile diğer bölgeler arasındaki ilişki, kültürel, ticari ve temsilcileri vasıtasıyla ulusal koordinasyon yönetim işleyişiyle işbirliği ile sınırlı kalır.
Afrin, tarihsel olarak Kürt nüfusunun çoğunlukta olduğu bir bölge olduğu için, kültürel ve demografik yapısı Fırat’ın doğusundaki Rojava bölgeleriyle ortak bir geçmişe sahiptir. Afrin, Doğu Suriye ile etnik ve kültürel bağları nedeniyle, ya federatif bir yapıyla yada doğrudan Doğu Suriye özerk yönetim işleyişine bağlanır yada doğu Suriyeyle entegre edilerek bir bütünlük oluşturabilir. Bu durumda, Afrin’in kültürel kimliği korunarak, Doğu Suriye’nin demokratik konfederal yapısına dahil olması sağlanabilir.
Ayrı Bir Kanton Olarak Afrin coğrafi bağ nedeniyle doğu Fırat’tan ayrı tutulacaksa, (geçiş süreci) Afrin, yetkileri çoğalmış bir kanton olarak formüle edilebilir. Bu kanton, kendi yerel yönetimine sahip olur ancak demokratik konfederal yapıya bağlı kalır. Ayrıca, Afrin, dış müdahalelere karşı yerel bir savunma gücüne sahip olmalıdır.
Batı kürdistan statüsü.
Coğrafik anlamda rojava kürdistanı perspektifiyle baktığımızda, tarihsel, sosyolojik ve etnik bağlamında yeni bir durumlar karşı karşıya olacak güçlü gerekçeler ve argumanlar vardır.
Azaz, Bap ve Cerablus bölgeleri tarihsel olarak karmaşık bir demografiye sahiptir. Rojava Kürdistan sınırları coğrafi ve etnik kapsamında net bir şekilde belirlenmese de bu bölgelerin kürtlerin yaşadığı alanlara tarihsel ve sosyolojik bağları direktir ve güçlüdür. Ancak BAAS rejiminin uyguladığı ‘Arap Kemeri’ politikası bu bölgelerdeki demografik yapıyı ciddi şekilde değiştirmiştir.
1960’larda ve 1970’lerde uygulanan bu politika, Kürt nüfusu yerinden ederek yerine arap yerleşimcileri yerleştirmeyi amaçlamıştır. Böylece, Türkiye sınırına yakın bölgelerde kürtlerin nüfus yoğunluğu azaltarak bir ‘tampon bölge’ oluşturmak hedeflendi. Özellikle Cizire bölgesinde Kürtlerin yoğun olduğu yerlerde bu politika çok etkili oldu ve demografiyi yapay bir şekilde değiştirdi. Bab, Azaz, ve Cerablus da bu politikanın etkilerinden nasibini daha fazla aldı.
Denizlerde adalar olabilir ama karada adalar olamaz. Afrin’in coğrafik ve kültürel bağlamda izole bir ada olmadığı açık. Afrin’in Bab, Azaz ve Cerablus ile kültürel, etnik ve coğrafik bir devamlılığı vardır. Bu bölgeler tarih boyunca hem kürt kültürünün hem de kürt nüfusunun etkili olduğu yerlerdi. Ancak BAAS rejiminin ‘arap kemeri’ ‘asimilasyon politikası’ ve türkiyenin siyasi, askeri yaklaşımları gibi faktörler bu bağları kesintiye uğrattı.
Bir ada denizlerde olabilir ama karada halkaların yaşadığı coğrafyalar doğal ve sosyolojik bir bütünlük arz eder. Ancak BAAS rejimi ve diğer devletler, bu bütünlüğü yapay sınırlarla ve asimilasyon politikalarıyla yok etmeye çalıştı. Kürt halkına coğrafyasını unutturma çabaları hem fiziki hem de kültürel boyutta işlendi. Bu durum kürtlerin sadece coğrafyalarını değil, aynı zamanda tarihsel ve sosyolojik kimliklerini de hedef aldı.
Kürtler açısından Bab, Cerablus ve Azaz gibi bölgeler sadece stratejik değil, aynı zamanda tarihsel ve kültürel anlamda da örnek bir alandır .
Sosyal bilim akademisi.