makale

Arap, Kürt ve süriye halklarının demokratik birliği

Sykes-picot anlaşması Ortadoğu'da devletler arası sınırları çizmesi ve buna denk halkları kapsamayan, dıştalayan merkezi, tekçi, otoriter, kavimci, ulus-devlet yapılarının oluşturulması anlamına gelir. Bu anlaşma sonucunda başlangıçta Ortadoğu ve süriye coğrafyasında merkezi, tekçi, baskıcı ve otoriter ulus-devletler kurularak başta Arap, Kürt ve diğer halklar olmak üzere birinden ayırmış, parçalanmış, bir birine karşı düşmanlaştırarak tekçi, merkezci düzeni dayatmasıyla zorla birlik sağlanmasına dayanmıştır. Dolayısıyla bu anlaşma orta doğu bölgeleri, merkeziyetçilik, tekçilik milliyetçilik ve kavmiyetçilik dayatmalarıyla başta Kürt, Arap halkı olmak üzere diğer halklar arasında yapay bir şekilde şekillendirilmiştir.

Sykes-picot anlaşması Ortadoğu’da devletler arası sınırları çizmesi ve buna denk halkları kapsamayan, dıştalayan merkezi, tekçi, otoriter, kavimci, ulus-devlet yapılarının oluşturulması anlamına gelir. Bu anlaşma sonucunda başlangıçta Ortadoğu ve süriye coğrafyasında merkezi, tekçi, baskıcı ve otoriter ulus-devletler kurularak başta Arap, Kürt ve diğer halklar olmak üzere birinden ayırmış, parçalanmış, bir birine karşı düşmanlaştırarak tekçi, merkezci düzeni dayatmasıyla zorla birlik sağlanmasına dayanmıştır. Dolayısıyla bu anlaşma orta doğu bölgeleri, merkeziyetçilik, tekçilik milliyetçilik ve kavmiyetçilik dayatmalarıyla başta Kürt, Arap halkı olmak üzere diğer halklar arasında yapay bir şekilde şekillendirilmiştir.
Sömürgeci ve egemen güçlerin halkları bir birine karşı kırılarak, bölünerek, parçalanarak ve yönetsel politikaları çok eskilere dayanır. Ancak iktidarın bu geleneksel politikaları Sykes-Picot anlaşması süreciyle birlikte kalın bir çizgiye dönüşmüş, neredeyse günlük yaşam biçimini almış ve halklar barındıran karşı yabancılaştırılmıştır. Sykes-picot anlaşması süreci sadece ülkelerin sınırlarıyla çizilmemiştir, buradaki temel amaç, halklar, kimlikler ve inançlar arasında da yapay kopyalar ve kalın duvarlar örülmüştür. Halkların arasında kurulan kalın duvarlar sadece fiziksel değil, zihinsel ve ruhsal sınırlarda yaratıldığı unutulmamalıdır. Yüzyıllardır Ortadoğu’da süren Mezhebi çatışma ve düşmanlıklar, etnik düşmanlık ve seçenekler, kültürel soykırım pratikleriyle yaşam cehenneme çevrilmiştir. Ortadoğu savaş şekillerinin bozulmaması ne kadar vahim oluğu görülür.
Sykes-picot antlaşmasının yıkılması.
13 yıllık mücadele sonucunda, 8 aralıkta Sykes-picot’un süriye üzerinden örgütlendiği merkezi, tekçi, otoriter ve baskıcı devlet anlayışı artık yıkılmıştır, sykes-picot’un başta Kürt ve Arap halkı olmak üzere tüm halkların ördüğü ve bir kişinin düşmanca gördüğü duvarların ortadan kaldırılması sürecidir. Halklar üzerinden kalkan bu baskı süreci, iyi bir şekilde muhafazase süriye halkları için bir bayram değerindedir. Bunun için baas rejiminin gerçekliğinin iyi bir şekilde anlaşılması ve anlaşılması gerekir, bu derinliğin derinliğine anlaşılamazsa tekrardan canlandırma, dirilme süreci gelişir. Baas rejiminin farklılıkları, esas olarak içteki yapısal sorunlardan kaynaklanmıştır, dıştaki nedenler tali bir etken olmuştur. Baas rejiminin tekçi, merkezci, milliyetçi kimlik dayatması sisteminin içten patlamalarının en önemli nedenleridir. Dış müdahaleler, zayıflamış bir kırılmayı hızlandırabilir, ancak bu artışın asıl sebebi içsel patlama olmuştur. Bu bakış süriyede yaşanan kriz yalnızca dış çıkar çatışmalarıyla ele çalışmayan, içteki kişisel çözüm getiremeyen tekçi, merkezci ve milliyetçi yaklaşımlara ayırmak için önemli tanımlamalar yapıldı. O zaman süriye sorunlarının nedenleri, içteki sorunların eski, tekçi, merkezci ve milliyetçi ulus-devlet dayanağının kesilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla baas rejiminin tekçi, merkezci ve milliyetçi dayatmalarıyla oluşan halklar arası yapay sınırlar artık ayrıldığını yitirdiğini ve halkların, sykes-picot’un yarattığı bölünmeleri aşarak demokrasinin önde olduğu ortak bir kimlik çevresinde birleşmeye ayrıldığını gösteriyor. Bu, Kürtler, Araplar, Dürziler, aleviler, Ermeniler, Asuri Süryaniler, Türkmen ve Çerkesler için süriye kimliği üzerinden, demokratik süriye birlik için tarihi bir fırsat sunuyor. Ortak bir süriye varlığı inşa edilebilir, zamanla anlık bölünmeler, oluşan düşmanlıklar ortadan kalkıyor. Sykes-picot anlaşmasının yıkılmasıyla birlikte süriyede yeni birlik ve beraberlik anlayışı, çokluğa ve farklılıkların kabulünü şart koşmalıdır. Dolayısıyla yeni süriyede birlik anlayışı, başta Arap ve Kürt halkının olmak üzere tüm halkların, demokrasi temelinde farklılığın kabulüne dayanıklıken, sykes-picot’un yarattığı, merkezi ulus-devlet anlayışının zihniyeti ise, süriye birliğini, beraberliği teklikte ve merkeziyetçilikte görülüyor. Bu ayırımı bu değişimin net olarak görülmesi ve gösterilmesi gerekmektedir. Esas tehlike ve esas felaket bu durumu görmemek ve buna göre yaklaşmaktan geçiyor. İşte Sykes-picot sözleşmesiyle teyit edilmiş süriye devleti ve ba realite gerçekliği bu gerçekliğin tam olarak bilince yapıştırılması ve tekrardan kan tutulmasının engellenmesi için kayıt olması gerekmektedir. İşte baas gerçekliğinin aşıldığı bu bayram olarak uygulandı bu yeni durumda, Süriyeyi tekrardan tekçi, mezhepçi, merkezci, cinsiyetçi bir uzmanlıkle, Osmanlı vilayeti gibi dizayn eden, büyük bir dayatmayla birliği tekçilikte ve merkeziyetçilikte gören cihatçı bir azınlığın tahakkümüyle karşı karşıyayız.Bu süriye devriminin halkların elinden çalınıp kendi tekeline alma günüdür, yalnızca baas arşivlerini daha geri bir düzeyde halklara zorla yeni bir kabusu yaşatma dayatmasıdır. Bu gerçeğin değişmesi devrimi bu cihatçı azınlığın elinden kurtarmak için birleşmek gerekmektedir. Başta Arap ve diğer halkların anlaması hakikaten olması gereken budur. Birliğin tekçilik ve merkeziyetçilikte gören egemenliğinin süriyeyi 50 Hamas’ın geleceğine bakması gerekir. Süriye ilişkileri çok kültürlü, inançlı ve kültürlü bir toplumdur. Tekçi ve merkezci bir ulus-devlet dayatması süriyeyi cehenneme çevireceği bilinmelidir. Kaldı ki süriye halkları, baas iktidarının tekçi, merkeziyetçi, otoriter anlayışlara karşı isyan etti, tekrardan bir cihatçı azınlığın tahakkümünde halkları dıştalayan tekçi, merkezci, otoriter, mezhepçi, cinsiyetçi bir yönetim kurulsun diye bu kadar ağır bedel ödemediler. Bu gerçeği görerek başta htş olmak üzere tüm yapılar süriyenin bu zenginliği, renkliliğini görerek kendini demokratik bir aydınlanma çizgisinde dönüştürmesi ve halkları kucaklaması gerekmektedir. Yoksa sonu felaketin olacağı bilinmektedir.

Süriye devrim sürecinde, devrimin ruhuna eşitlik, özgürlük ve adalete dayalı yeni bir toplum sistemi çerçevesinde Doğu süriye coğrafyasında başlangıçta, Araplar, Kürtler, ermeni, Hıristiyanlar, Türkmenler, Asuri, Süryani, Çerkeş ve kadınların demokratik bir süriye birliği için yeni model geliştirildiler. Onun inancının, varlıklarının, Etnisitenin kadının kendini özgürce dile getirdiği bu modelin genel süriye sistemini dönüştürmesi gerekmektedir. Bu modelden kast edilen, süriyenin çoğulcu demokrasi rejimiyle, tüm halkların katarak yönetilme durumudur. Süriyenin birliğinin bu demokratik anlayışının özelliklerine bağlıdır. Süriyeyi yönetme iddiasında olan hangi güç olursa olsun, halka, çoğulcu süriye yapısına dayanmak zorundaydı. Çoğulcu bir süriyenin yolu demokratik birlikten geçmektedir. Çoğulcu süriye zenginliğini bir arada tutacak, özgürlük özgürlüğünü yaşatacak tek çözüm yolu demokrasidir. Bu zenginliği, renkliliği, eski baas rejiminden daha geri diktatörlük hevesleri taşıyan bir azınlığın tahakkümünde, tekçi, merkezci, otoriter, mezhepçi ve cinsiyetçi yönetim anlayışının kısmen parçalayacağını ve cehenneme dönüştüreceği sonuç.

Tarihte ve güncelde Arap, Kürt ve halk ittifakı ile ortak yurtseverlik bilinci.

Tarihte Kürt ve Arap ve diğer halkların bir izniyle güçlü iletişim içinde, birisini besleyen bir geçmişe sahiptirler. Tarihte bir çok uygarlıklarda birlikte katılımları, katkıları olmuştur. Arap, Kürt ve diğer halklar tarih boyunca farklı imparatorluklarla ilişkiler içinde oluşmuş, belirli dönemlerde siyasi ve kültürel liderlik rolü de üstlenmişlerdir. Bir çok uygarlık doğuşlarında tüm halkların ortak talepleri sonucunda gelişmiştir. En belirgin olanı, Haçlılara karşı Salahattin Eyyubi liderliğinde güçlü ittifaklar süreciyle yeni gelişen dönemdir. Fransa mandasına karşı süriye aralıklarla mücadelesinde birlikte omuz, omuza mücadele etmiş, politik, kültürel, bilimsel ve sanat düzeyinde katkılar olmuştur. Ancak Sykes-picot antlaşmasıyla oluşan merkezci, tekçi, milliyetçi ulus-devlet zihniyeti, Arap, Kürt ve halkların birlerine karşı yabancılaştırılmış, düşmanlaştırılmış ve tüm gelen gelen hakları görülmeyerek sistem içinde itilerek yok sayılmıştır. Tarihin raporun Fransa mandasına karşı birlikte omuz omuza mücadele vermiş olan Arap, Kürt ve süriye halkları sykes-picot’un düşünceleriyle dıştan başa ve topluma dayatılan tekçi, milliyetçi yaklaşımla, halklar bir birilerine karşı düşmanlaştırılmış, tüm haklar gasp edilerek süriye yılda dışlatalanarak yok sayılmıştır.
Tarihte olduğu gibi Arap, Kürt ve süriye halklar ittifakı, daha kapsamlı bir biçimde tekrardan birlikte kolektif bir katılımla çoğulcu, demokratik bir süriyenin doğuşuna rehberlik etme imkanı doğmuştur. Süriye gözleri olan Türklerin dayatmalarıyla Osmanlıcılık projesi kapsamında süriyeyi parçalama ve tahakkümüne alma politikalarına karşı, başta Arap ve Kürtler olmak üzere diğer etnik, inanç ve kültürel toplulukların, süriyenin demokratik birliğini savunmak, özgürlük, özgürlük ve adil bir yaşam boyunca mücadele etme dönemindeyiz. Bu bağlamda Araplar ve Kürtlerin birlikte hareket etmesi, hem bölgesel hem de güncel olarak daha güçlü bir dayanışma yaratma potansiyeline sahip olmak.

Demokratik süriye ulusu çerçevesinde, tekçi, merkezci ve otoriter rejime karşı, özgürlük, özgürlük ve adil bir yaşam için 13 yıllık kesintisiz bir mücadele yürütüldü. Bu mücadelenin bir sonucu olarak Kürt, Arap ve diğer kimlik, inanç kesimlerin iradeleriyle kuzey ve doğu süriyede demokratik özerk yapı kuruldu. Demokratik süriye birliğe dayalı bu ittifak özgürlük, özgürlük ve adalete dayalı bir toplumsal sözleşmeye dayalıydı. Başta daiş çeteleri, el kaide, baas ve Osmanlı hayallerine karşı kendini kaptıran paramiriter güçlere karşı tarihi, kültürü, bitkileri, coğrafyasını, onurunu, hayatını, mal ve canlarını korumak için binlerce şehit veriliyor ve halada veriliyor. Bu mücadele bir çok eksiklik hatası olsa da ortak değerler yaratılmış ve yurtseverlik düzeyinde bir ruh ve demokratik süriye kimlik yaratılmıştır, bu inkar edilemez. Doğu süriyede halkların geliştirdiği ortak değer olan coğrafya, tarih, toprak ve çoklu toplum demokratik değerler üzerinden savunuldu ve korundu. Süriyenin çok çeşitli ve farklı kimliklerinin, inançların bir arada yaşama bilincini gerçeğe dönüştürmek en büyük yurtseverlik duygusu olmaktadır. Deyrazorda kaza geçiren bir aile için kobane ağlamış ve yasını tutmuştur, derikte evi yanmış bir aile için Rakka yas tutmuş ve dayanışma içinde olmuştur. Afrinli göçmenler için bütün Arap ve diğer halklar evini açmak için tüm seçenekler seferber edilmiştir. Humus, idlip, deyrazor vb. gibi yolda göç eden kitleler için bütün doğu süriye halkları dayanışma içindeydi ve evini, yüreğini açmıştı. Birlikte aynı mevziiyi tutmuş, Ortak merasimler, ortak yaşam alanları, zor günde, coşkulu günde aynı duyguları paylaşmıştır. Bu şekilde mücadelenin her aşamada, günlük yaşamda bile güçlü bir dayanışma içinde bulunularak, ortak yaşam değeri ortaya çıkartan bir ruh gelişmiştir, bu ruhta hayatta kalınan birlik harcı olmuştur. Birlikte var olma birlikte mücadele anlayışı çok büyük ortak değer yaratarak yurtseverlik süriye sürdürdün hizmet vermiştir. Bunun için süriye devrim süreci Yurtseverliğe yeni bir tanım geliştirerek, halkların kendi topraklarını, kültürlerini ve tarihlerini savunmalarının çok parçalılıkları, çoklu halk ve inanç birimlerinin birlikteliğini koruyarak özgür yaşam kurma ve bu özgürlük savunma sistemine taşımıştır. Dolayısıyla Yurtseverlik, halkların sadece kendi kimliklerini savunmak değil, aynı zamanda diğer halklar bir zenginlik olarak gören, kimlik diğer ve inançlar için yaşam savaşını kullanarak özgür, eşit, adil bir yaşam kurma ruhu en büyük yurtseverlik değilmidir? Hiçbir şey yapılmamış olunsa da bu gelişme bile en büyük devrimdir. Çünkü artık yeni süriye Arap, Kürt ve diğer halkların farklılığı içinde birlik ruhuyla eşit ve özgür bir yaşam süreci içine girerek buna en hazırlıklı alan kuzey ve doğu süriye halkları olmuştur. İşte süriye kimliği halklar arasında oluşan bu ortak kimliğin eseri olacaktır. Bu önemli bir gelişmedir ve Ortadoğu gibi bir yerde çok kimlikli,Çok inançlı ve çok kültürlü bir toplum bir arada özgür, eşit ve adilce bir yaşam için bedel vermek, şehit olmak ve tüm olanaklarını bu hizmete temel yurtseverliğe taşınan yeni bir katkı ve tanımdır. Süriye toplumunun çoklu yapıları için bir birlerinin haklarının korunmasıyla birlikte yaşam savunuculuğu yapmak en büyük yurtseverlik değeri olmuştur. Yurtseverlik, başta Arap, Kürt ve diğer halkların özgürlüğü ve kolektif yaşamları savunmaktır. Bu, süriyede yaşayan çoklu millet, inanç ve kültürlerin, ortak yaşamda buluşmanın adı olan demokratik yurtseverlik bilinci, adı ister Baasçılık olsun, ister daiş, ister Osmanlı çeteleri olsun, ister adı tekçi, merkezci, dayatmacı ve otoriter rejimler olsun, bunlara karşı direnme, farklılık içinde birlik ruhuyla demokratik süriye varlığı için mücadele olacaktır. Bu toplumsal bütünleşmeyle birlik sağlanırsa ancak o zaman medeni ve demokratik bir süriyeye gelişebilir. Bu, yeni Suriye’de halkların kuracağı ortak bir süriye kimliği ve yaşam biçiminin sürdürülebilir olmasını sağlar. Yeni demokratik süriye ancak bu yurtseverlik kimliğiyle kurulur. Temel şeriatımızın demokratik bir süriye yapısı ve yerel demokrasi bütünlüğü içinde eşit ve özgür bir yaşam olmalıdır. 13 yıllık birlikte mücadele anlayışı bu ortak değerler yaratmıştır. Başta çetelerin, çeşitli biçimleri, devletlerin özellikle Türk egemen sınıfının, yerel demokratik rejimin süriyeyi bölünme propagandası çok ciddi bir karalama ve özel savaş söylemidir. Süriyenin demokratik birliği için 20 bin şehit verilmiş, 50 bin gazisi olan bir bölge süriyenin demokratik geleceği için çok bedel ödediği ortadadır. Bundan sonra demokratik süriye kimliği ve birlik için, demokratik mücadeleyi büyütme mücadelesinin daha fazla verileceği bilinmelidir. Bu kadar çeşitli halkın bulunduğu bir bölgedeki birliğin yakalanması en büyük birlik referansıdır. İşte yeni demokratik süriye inşası bu nedenle birlikte inşa etme ve özgürleştirme imkanı ancak bu yurtseverlik duygusuyla olabilir.Yeni demokratik süriye ancak bu yurtseverlik kimliğiyle kurulur. Temel şeriatımızın demokratik bir süriye yapısı ve yerel demokrasi bütünlüğü içinde eşit ve özgür bir yaşam olmalıdır. 13 yıllık birlikte mücadele anlayışı bu ortak değerler yaratmıştır. Başta çetelerin, çeşitli biçimleri, devletlerin özellikle Türk egemen sınıfının, yerel demokratik rejimin süriyeyi bölünme propagandası çok ciddi bir karalama ve özel savaş söylemidir. Süriyenin demokratik birliği için 20 bin şehit verilmiş, 50 bin gazisi olan bir bölge süriyenin demokratik geleceği için çok bedel ödediği ortadadır. Bundan sonra demokratik süriye kimliği ve birlik için, demokratik mücadeleyi büyütme mücadelesinin daha fazla verileceği bilinmelidir. Bu kadar çeşitli halkın bulunduğu bir bölgedeki birliğin yakalanması en büyük birlik referansıdır. İşte yeni demokratik süriye inşası bu nedenle birlikte inşa etme ve özgürleştirme imkanı ancak bu yurtseverlik duygusuyla olabilir.Yeni demokratik süriye ancak bu yurtseverlik kimliğiyle kurulur. Temel şeriatımızın demokratik bir süriye yapısı ve yerel demokrasi bütünlüğü içinde eşit ve özgür bir yaşam olmalıdır. 13 yıllık birlikte mücadele anlayışı bu ortak değerler yaratmıştır. Başta çetelerin, çeşitli biçimleri, devletlerin özellikle Türk egemen sınıfının, yerel demokratik rejimin süriyeyi bölünme propagandası çok ciddi bir karalama ve özel savaş söylemidir. Süriyenin demokratik birliği için 20 bin şehit verilmiş, 50 bin gazisi olan bir bölge süriyenin demokratik geleceği için çok bedel ödediği ortadadır. Bundan sonra demokratik süriye kimliği ve birlik için, demokratik mücadeleyi büyütme mücadelesinin daha fazla verileceği bilinmelidir. Bu kadar çeşitli halkın bulunduğu bir bölgedeki birliğin yakalanması en büyük birlik referansıdır. İşte yeni demokratik süriye inşası bu nedenle birlikte inşa etme ve özgürleştirme imkanı ancak bu yurtseverlik duygusuyla olabilir.
Suriye’deki devrimin kuzey ve doğu süriye bölgesinde Araplar, Kürtler ve diğer halklar için, finansal olarak dışlanmış ve ayrımcılığa uğramış bir bölümü bir arada yaşayabileceği, özgür ve eşit bir toplum kurma olanağı sunuyor. Süriyede birlik harcı ve yapıştırıcı, doğu süriyede temel olarak yerel demokrasi anlayışının oluşmasındaki farklılık içindeki birlik ruhunun genelleşmesine bağlıdır. Bu ittifak ve birliktelik, sadece askeri ve siyasi işbirliklerinin ötesinde, halklar arasında kalıcı bir toplumsal, yaşamsal ve kültürel dayanışmayı gerektirir. Araplar ve Kürtler, Suriye devriminde birlikte hareket ederek, daha adil bir yönetim biçimi toplumsal özgürlüğün bireysel bir ortak yaşam inşa etmek için bir araya gelmişlerdir. Ancak bu kalıcı, kalıcı ve sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için, halklar arasında yapay sınırların aşılması ve özgürlük, özgürlük ve adalet gibi evrensel değerlerin tüm halklar için geçerli olması gerekmektedir. Çünkü Suriye’deki kriz ve isyan sadece bir yönetim değişikliği meselesi değildir ve bundan da ayrışmamalıdır. Süriyede En önemli sorun ve krizler, Arapların, Kürtlerin, Alevilerin, Dürzilerin, Asuri Süryanilerin, Mesihilerin, Ermenilerin, Çerkezlerin, Türkmenlerin birlikte yaşama özgürlüğü, özgürlük ve özgürlüklerin karşılanmasıdır. En temel soru ve bu tamamlanacak en değerli cevap, bu çok kimlikli, inançlı ve milletli süriye toplumunu yerel demokrasi bilinciyle, demokratik süriye birliğini bir arada tutma ve eşit, özgürce yaşama biçimidir. Bunu başaracak olan gerçek yurtsever olabilir, bu hakikat sürekli hatırlanmalıdır. Dolayısıyla En büyük yurtseverlik, en büyük sorumluluk ve en büyük önderlik süriyede var olan çoklu kimlikleri olan halkların yerel demokrasi ve demokratik süriye birliğinde bir arada tutma becerisi ve iradedir. Bu kurmanın gelişmenin yolu zorla, baskıyla, tekçi, merkezci ve otoriter bir zorbalıkla karşılığından.
Süriye hala ciddi bir kaos ortamındadır ve bu sürecin nereye evrileceği hala gerçekleştirilebilir. Çünkü süriye resmi ve tablo hala netleşmiş değildir. Süriye resminin tam netleşmemesi süriye halklarının süriye iç dinamiklerinin karmaşıklığından ne istediğini bilmemesinden kaynaklanmamaktadır. Özellikle, Türkiye’nin süriyeyi Osmanlı vilayeti gibi yönetim ısrarı ve bu olmazsa parçalama projesi yanında Tekrardan bir azınlığın tahakkümünde, tekçi, merkeziyetçi, mezhepçi, otoriter, cinsiyetçi bir azınlığın dayatması, süriyenin demokratik birliğini sokmuştur. Esas sorun ayrıntılarıdır. Tümünün devamında bu yatmaktadır. Kaldı ki süriyenin batı kısmı tam bir kaos ve onların dönemleri yaşanmaktadır. Aleviler katliamla karşı karşıyadır, Asuri ve Süryaniler, Mesihiler, Dürziler, Arap halkı, demokratik Müslümanlar, doktor ve mühendisler, kadınlar, iş insanları, aydın ve akademisyenlerin, sürekli gelme hakları olan kendi inancıyla, kimliğiyle eşit ve özgürce yaşamasını bir yana bırakalım, mal, can ve şerefleri güvenlik altında değildir. Hiçbir şeyin güvenliği ve güvencesi yoktur. Çok ciddi bir kaos, talan, el uzatma ve gizli katliam işlemi yaşanmaktadır. Başta Şam, sahil kentleri, halep ve diğer şehirlerde, Türklerin istihbarat merkezleriyle dolup taşmıştır. Türkiye’den bireysel imam, bireysel tarikat, kapsamlı tefeci, kapsamlı mafya, bireysel karanlık kişiler gruplar halinde dolaştı. Hiç kimsenin süriyeyi koloniyi yönetiyor iddiasında değildir. Türkler koloni ve yapılarda bulunan tüm elemanları denetime tabi tutmuşlardır. Türklerin süriyeyi bir vilayeti olarak tamamlanması gerekiyor. Dolayısıyla süriye tablo hala ortaya çıkmış değildir ve halklar acilen demokratik ortak bir birliktelik kurmazsa süriyenin nereye gideceği belirsizdir. Bunun için en özgürlükçü ve demokrasinin olduğu yer kuzey ve doğu süriye coğrafyası olmuştur. Bu kadar Miletlerin, inançların ve kültürlerin olduğu bir yerde birlikte yaşama duygusuna yol açan demokrasidir. Bundan dolayı herkes bir araya gelerek güvenlikli alan kuzey ve doğu süriye olduğunu görmektedir.
Özlenen yerel demokrasi önünde ve demokratik süriye hedefinin en büyük engeli Türk destekli htş ve askeri milislerin örgütlenmesidir. Süriye halkı HTŞ’nin geçmişini bilmesine rağmen pratikle bu başarıyı aşmak için şans verildi. Ancak bazı bölgelerde eski baas düzeylerini tekrardan halkları dışlayarak canlandırma süreci içinde olmuştur. Ortaya koyulan pratikler tekrardan tekçi, merkezci, mezhepçi, kavimci, otoriter ve dayatmacı bir süriye oluşturma hevesi, baas tutumunun daha gerisi bir yönetim anlayışına yol açacağını göstermektedir.
Suriye’de halkların özgürlük ve demokrasi mücadelesi devam ederken, HTŞ’nin mevcut yaklaşımı devam ediyor, ancak hedefin kapanması ve büyük engellerden biri kalmaya devam ediyor. HTŞ’nin cihadı bir mantıktan ve bu bölümlerinin referanslarından kopmadığına dair güçlü emareler bulunmaktadır. Bugüne kadar HTŞ’nin milis kimliğinden sıyrılarak demokratik ve sivil bir aktöre dönüşme yönünde somut bir adım attına bir işaret görülmemiştir. Uyguladığı pratikler, HTŞ’nin demokratik, çoğulcu ve yasal bir Suriye hedeflemesi temelde ortaya çıkıyor.
HTŞ’nin geçmişi halklar tarafından bilinmekte ve bu örgütlü değişimi göstermek için belli bir izleme süreciyle şans çalışmaktadır. Ancak bu süreçte HTŞ, kendini demokratik bir zihniyetle yeniden inşa etmek yerine, kalıcı değişimi kendi içinde başlatmayı reddetmiş; cihatçı, mezhepçi, tekçi, baskıcı ve otoriter yaklaşımlarını son uygulamalarıyla bir kez daha ortaya koyuyor. Bu durumda, HTŞ’nin mevcut askeri bir milis prensibiyle hareket ettiği görülüyor.
Ahmet Şerha’nın cumhurbaşkanlığı seçim süreci bu gerçekliği açıkça ortaya koyuyor. Bu seçim, Suriye halklarının iradesiyle değil, milis güçlerinin kendi aralarındaki ittifakıyla çözümü. Bu durum, HTŞ’nin halk iradesini esas almadığını, aksine milis odaklı bir yönetim anlayışını sürdürdüğünü gözler önünde sermektedir.
Bugün HTŞ ve Şam yönetimi, milislerin oluşturduğu destekler Suriye’yi yönetmeye çalışmakta ve bu yapı halklarının dışlayan bir sisteminin devamını sağlamaktadır. Bu yönetim biçimi, toplumun farklılıklarını dışlayan, demokratik iradeyi reddeden, mezhepçi, cinsiyetçi ve otoriter bir rejimi ayakta tutar.
Suriye halklarının özgürlüklerine, özgürlük ve adalet taleplerine karşılık veremeyen, halk iradesini hiçe sayan bu insanlarla mücadele etmek; Birçoğulcu, demokratik ve süreçlerin bir Suriye sistemi için elzemdir.

Süriyede çözüm, yerel demokrasi ve demokratik sürüye.
Süriye baas rejiminin yıkılışıyla birlikte halkların bir birinin tanıma ve temel hakların güvence altına alınması için ortak mücadele ortamında doğmak. Halkların 13 yıllık mücadelesinin ortak tercihi ve özlemi demokratik bir süriye kimliği biliniyordu. Gelinen artık artık Arap ve diğer halklar tercihini yerel demokrasi, demokratik süriye birliğinden yana mı koyacak, yoksa Türkler ve bir azınlığın birlikte oluşturmak istediği tekçi, merkeziyetçi, otoriter, mezhepçi, cinsiyetçi, kavimci, baskıcı bir azınlığın tahakkümünde kurulacak yana koyacak mı? Baas rejiminin tekçisi, merkezci ulus-devlet anlayışına dayanan Sykes-picot dönemi artık bitmiş halklar baharı görünümüne geçilmiştir. Şayet dönem artık tekçilik baskısıyla halklar arasında duvarların kalktığı ve birlerinin gönül bağıyla tanıma, anlama ve birlikte yaşama dönemidir. Dönem, süriyenin çoklu millet, inanç ve kültürlerin ayrılmasının nedeninin zenginlik ve birleşme kaynağı olduğu bir dönemdir. Dolayısıyla bu durum Arap halkının ve diğer halkların, aşiretlerin, akademisyenlerin, kadınların, aydınların, ailelerin ve tüm insanların ortak çıkarları karşısında bu durum karşısında mı? Kalın çizgilerle belirtilmezse de artık bir yol ayırdığımızda ortadadır. Çok uzun bir özgür özgürlük, özgürlük, adil bir yaşam için isyana yaşamış toplumların özlemini yansıtacak ortak değerler olan yerel demokrasi ve demokratik bir süriye özlemi bizlerden çalınmasına izin verilmemelidir. Dolayısıyla tüm yerel demokrasi alanları, birer demokrasi kalesi ve özgür yaşayan ortak kentleri, bu alanlar eşit düzeyde müzakereler üzerinden demokratik bir süriye oluşturma ve katılmanın garantörleridir ve halkların kırmızı çizgileridir. Bunun için başta Arap halkı olmak üzere tüm halkın eşit düzeyde süriye birliğine sunulması için birlik ve beraberlik içinde olmalı ve bu destek destekleyerek ortak tavsiye heyeti üzerinden süreç dahil edilmelidir. Çözüm yerel demokrasi ve demokratik bir süriye özlemidir.
Dolayısıyla rejimin yıkılması üzerine yeni demokratik bir süriyeye katılma biçimi günümüzde en çok tartışılan, müzakeresi yapılan konuların başında geliyor. Süriyenin çok geniş alanlarda yaşayan toplumların örgütsüz ve dağınık olmaları nedeniyle, talancılık, tecavüz, cinayet, mal, mülk ve can güvenliğinin olmadığı kaotik bir dönem yaşanmaktadır. Yerel Demokrasinin sürdüğü süriye demokratik birliğin eşitsiz kalması için çok yoğun bir çözüm süreci yaşanmaktadır. Yerel demokrasi partilerini temsil eden geniş kapsamlı bir grup için gruplar kayıtlıdır. Doğu süriye sistemi içinde yer alarak ticari müzakereler dahil olmak üzere tüm halkların çıkarılmasıdır. Yerel demokrasi alanında yaşayan Arap ve diğer halkların örgütlü gücüyle, iradesiyle demokratik süriye sisteminin katılımını gösterme süriyeyi demokratikleştirir. Bireysel, ailesel katılımın hiçbir güvencesi yoktur. Şam bireysel sistem ve ailesel katılım seçeneği, uzun süreli merkeziyetçi, tekçi, ve otoriter dağılımı baskılarıyla karşı karşıya kalacak buda toplumsal özgürlük ve özgürlükten başka seçenek, can, mal ve yaşam sigortası olmayan belirsiz bir güvenlik sorunu yaratacaktır. Süriyenin sahil kentleri, Şam, humus, dera vb bölgelerde can, mal ve insan onurunun güvencesinde bundan sonrada kalıcı bir güvencenin bilinmesi gerekir. Süriyenin bütününün yerel demokrasi anlayışını taşıyarak demokratik bir süriyeyi yaratmayı desteklemesi, Kürt ve Arap ittifakına bağlıdır. Bu gelişirse süriyeyi demokratik bir şekilde bitlikte tarama olanağı doğacaktır. Süriye toplumuna egemenlik, demokratik bir anayasayla halkların tüm haklarının güvenceye alındığı bir süriyenin devrimlerinin herkesin elinden alınmasıdır. Dolayısıyla süriyeyi demokratik bir şekilde birlikte yönlendirme iddiasıyla hedefi büyütmek gerekir. Bunun yolu yerel demokrasi üzerinden halklar ittifakını takip etmek ve süriye toplumuna açılarak yönetime talip olmak şeklinde geçiyor. Böylelikle onun kesimin yerel demokrasinin oluşturduğu örgütlü ve iradeli güçle şama gidiş müzakereler üzerinden demokratik süriyeye katılmasını göstermesi her kesin ülkenin dışına veadır. Kuzey ve doğu süriye alanında yeşermiş olan yerel demokrasi modeline katılan, başta Arap halkı olmak üzere tüm halklar, yalnızca bir bölge değil, tüm Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olacaktır. Süriye hükümetine yerel demokrasi anlayışının bilgi ve rakamlarına bağlıdır. Demokratik süriyeyi yönetme fikirlerini ve kararlılığını gösterebilmek gerekir. Kuzey ve doğu süriyede temel yerel demokrasi anlayışı, 13 yıllık siyasi, ekonomik, kültürel, askeri, planlama ve kurumsallaştırıcı bir bilgi ve birikim yaratmıştır. Tüm süriyeyi özgürleştirmek ve demokratik süriye çatısını altında birleştirmek, bu deneyimi ve birikimleri sürdürmek ve demokratik süriye harcına dönüştürmek gerekir. Bu demokrasi seçeneğinin süriye dışında bir araya getirilmesi mümkün değildir. Süriye Ortadoğu’nun bir özetidir ve halklar mozaiğidir.Sykes-picot kardeşleriyle örgütlenen Tekçi, merkezci ulus-devlet yapısı Ortadoğu’da İsrail Filistin, Sünni, Şii, Arap Kürt, Türk, Arap, fars, Kürt, Türk, Arap, alevi ve Sünni, Müslüman, Hıristiyan gibi çatışmaları ve onların ayrılıklarına yol açmıştır. Ortadoğu bir yüzyıl bu düşmanlıklarla yakalandı, tekrardan bu dönemlerin yaşanması kaldırılamaz bir durum. Bu durumun düşmesinin tek yolu, tekçi, merkezci ulus-devlet düzenii yerine, yerel demokrasi ve demokratik süriye birlik süreci devam ediyor.
Kanada’da yerel demokrasi alanı olan Kuzeydoğu süriye bölgesinde yaşayan insanlar, bölgede çıkarı diğer yerlerde oynanır Tartus, Lazkiye, dera, humus, Şam daki bir insan ve aile gibi tekçi, merkezci ulus-devlet anlayışını benimseyip katılacak, Yoksa, Kuzey ve doğuyede de yerel demokrasi yapısı düzeni, ağlar arası gücüyle anlaşma kendi gücüyle Şam sistemi içinde eşit, özgür ve iradeli bir düzeyde bir çözümde mi tercihi koyacak? Süriye genelini demokratik bir yapının bir araya getirilmesi, bunların verilecek doğru yanıtlara ve doğru ve aktif çalışma biçimine bağlıdır. Bunun için bu sürecin birlikte ve açık bir biçimde tartışılması gerekir.
Şunu da belirtmek gerekir ki 10 yıllık demokratik özerklik süreci bir çok hata ve eksiklikler yaşanmıştır. Şehirler, ekonomik, sağlık, eğitim, güvenlik, savunma vb. gibi kendi kendini yönetmesi gerekmiyordu. Kendisinin yönetimi ve o eksikleri varan bir şehir ve halkın başkası beni yönetme anlayışına, salona gitmez. Kuşkusuz bunlardan çıkarılmalı, ciddi derecede özeleştiri bırakılmış yanlışlardan, bir şey olmaz gerekçesinden hızla çıkmalı ve idari anlamda, şehirler bazında, yönetim düzeyinde ve askeri açıdan ciddi reformlar yapılabilir. Onun kültürü, inancı ve Etnisite başta şehirler olmak üzere her alanda demokratik birlik içinde acabasız ve amasız kendi kendini yönetmelidir. Bunun ortamını oluşturun ve doğru birleştirin, şeffaf ve alanı gözden geçirip bütünlüklerine devam edin, kaçınılmazdır. Bu süreçten sonra doğru tartışma ve doğru katılım elzemdir.

Şu gerçeği teslim etmek gerekir, Kuzey ve doğu süriye halklar ittifakı sadece daiş, Türk çeteleri ve baas rejimine karşı gelişmedi. Çoğulcu ve çok kimlikli bir süreye sahip olduğunuzu özgürce, özgürlük ve adalete dayalı bir toplum toplumuna dayalı yeniden inşa edilmiş bir ittifaka dayanmıştır. Eksikleri ve hataları ciddi düzeyde olmuş, bu planlama ittifak anlayışı, kültürel, toplumsal, yaşamsal bir aşamaya belki ulaşmadı veya hayattaki eksiklerde eksiklikler yaşandı. Ancak bu eksiklere dayanarak, süriye toplumunun çoklu güçlerini görmeyerek, evrensel demokratik bir süriyenin özgürlüğüne, özgürlük ve adil bir yaşamla kurtulmasına inanmadan tekrardan kavim, din ve milliyetçilik maskesiyle gizlien grupların çıkarlarının tuzağına ve bölümlerine düşmek, süriyeyi felakete götüreceği bir gerçektir. Dolayısıyla tekçi ve merkezci anlayışa kulak kabartarak, halkların dıştalayan iyi niyetlide olsa ‘baas ve daiş yanıldı ittifakta kadar buraya’ gibi yaklaşımlar, halkları tekrardan bir birine karşı kırılmanın, halkların ön yargılarının tekrardan durdurulması amacıyla. Bu gibi farklılıklar bir zenginlik olarak değil, düşmanlık gibi gören politikaların tekrardan örgütlenme çabasını teşvikin sağlanması bilinmelidir. Ülkeyi tekeline alan yöntemlerinin bilindiği, Bu siyaset anlayışı, kavimcilik, tekçilik ve milliyetçilik, maskeler altında tekrardan toplumları bir birine karşı çatıştırmayı amaçlayan kaosu hedefledikleri amaçlar. Süriyenin demokratik perdeleyen, baskılayan halkları bir birine kırdırtan Bu tür hamaset ve özel savaş etkilerine ulaşılabilir, her insanın, yaşadığı, inancının, kimliğinin, aşiretin, ailenin gerçeği doğru tespit edip birlikte şeffaf ve alani bir şekilde doğru tartışılması gerekmektedir. Dolayısıyla süriyenin özgür özgürlük ve kendi inanç, kimlik, kültürel hakları, mal, can ve çalışma güvenliği güvencesi alan şeffaf ve ortak bir tartışmayla yerel demokrasi demokrasi iyileştirme ve demokratik süriyeyi birlikte inşa etme ve yönetme onaylamaya en doğru yaklaşım olacaktır.
AHMET HÜSYN MUSTAFA.

Related Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button