
Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi’nden çağrı
Önder Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin ‘disiplin cezası’ adı altında ağırlaştırılmasının faşizmin gerçek yüzünü gösterdiğine dikkat çeken Önder Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi, özgürlük kampanyasının bir üst aşamaya taşırılarak serhildan düzeyinde yürütülmesi gerektiğini belirtti.
Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi’nden çağrı
Kuzey ve Doğu Suriye Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi, Önder Abdullah Öcalan ve İmralı’da bulunan siyasi tutsaklar Hamili Yıldırım, Ömer Hayri, Konar ve Veysi Aktaş hakkında ‘disiplin cezası’ adı altında yeniden 3 aylık aile ve avukat görüş yasağı getirilmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
28 Marttan buna uygulanan yeni ‘’disiplin’’ cezasının faşist AKP-MHP iktidarının Kürt halkına ve dostlarına karşı en faşist yüzünü gösterdiğine dikkat çekilen açıklamada, tecride ve saldırılara karşı cevap olan “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’’ kampanyasının yeni bir aşamada her alanda özgün koşullar gözetilerek, Van tarzı serhildana dönüştürme vaktinin geldiği belirtildi.
BM, Avrupa Konseyi ve CPT’nin hukuksal prosedür adı altında, İmralı işkencesini meşrulaştıran politikalar yürüttüğüne ifade edilen açıklamada, “En son DEM Parti’nin tecridin kaldırması yönündeki talebine Türk devleti adalet bakanlığının verdiği cevap, İmralı üzerinde bütünlüklü bir soykırım politikasının yürütüldüğünün kanıtı olmuştur” denildi.
“CPT ve adalet bakanlığının ‘hukuksal’ açıklamaları, soykırımı meşrulaştırma amacı taşıdığı ortadadır” denilen açıklamada, dünyada ve bölgede yaşanan kaos nedeniyle hukukun kalmadığı, Avrupa ve uluslararası kurumların aşındığı, hukuktan, insan hakları, demokrasi ve normlardan söz etme imkanın kalmadığına işaret edildi.
Böylesi bir dönemde, Kürt halkı ve dostlarının yeni bir politika ve yöntemle yaklaşması gerektiği kaydedilen açıklamada şöyle denildi:
“Diplomatik ve hukuksal değerler mücadelenin birer aracı olabilir. Fakat ona dayanarak Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanacağını düşünme yetersizliği ortadadır. Dönem her alanda kapsamlı örgütlülüğünü geliştirme ve hakların ittifakını oluşturma, yerelden evrensele örgütlü direniş çıtasını yükseltme dönemi olduğu ortadadır. Kürt halkının planlı, sistemli ve sürekliliğe dönüşen direnişi faşizmi gerilettiğini fazlasıyla kanıtlamıştır.
Önder Apo’nun fikirlerinin halkların özgürlük umudu olduğu, yaşanan kaosu aşmanın tek çözüm yolu olduğu, mutlak tecrit politikasının buna dönük olduğu herkes tarafında bilinmektedir. Önder Apo’nun fikirlerini başta Ortadoğu ve dünya haklarına ulaştırmak için konferanslar, çalıştaylar ve seminerler düzenleme, her alanda yaratıcı politikalarla önder Apo’nun fikirlerini yaymak ve siyasal toplumsal platformlar oluşturma çalışmalarının en üst düzeye kavuşturulması gerekmektedir. Mutlak tecrit ve soykırım politikalarına verilecek en kapsamlı cevaplar bu temelde olmalı.”